AB, 2030’a Kadar Savunma Hazırlıklarını Hızlandırıyor

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının ardından sıranın kendisine gelebileceği endişesini taşıyan Avrupa Birliği (AB), olası bir savaş için hazırlıklarını hızlandırıyor.

Hedef 2030’a kadar olası bir saldırıya karşı hazır hale gelmek.

AB Komisyonu bu kapsamda Savunma Yol Haritası açıkladı.

Yol haritasında, “Avrupa, 2030 yılına kadar, düşmanlarını güvenilir bir şekilde caydırmak ve her türlü saldırıya yanıt vermek için yeterince güçlü bir Avrupa savunma duruşuna ihtiyaç duyacaktır” mesajı verildi.

AB Komisyonu, caydırıcılık yoluyla barışı sağlamak için, Avrupa’nın savunma duruşu ve yeteneklerinin, savaşın değişen doğasına uygun olarak yarının savaş alanlarına da hazır olması gerektiği görüşünde.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Son zamanlarda yaşanan tehditler, Avrupa’nın risk altında olduğunu göstermiştir. Her vatandaşımızı ve topraklarımızın her santimetrekaresini korumak zorundayız” dedi.

Belgenin hazırlanmasının ardında yatan nedenlerin başında Rusya’nın son dönemde izlediği agresif dış politika geliyor.

Rusya’nın savunma bütçesi 2025’te gayri safi yurt içi hasılasının %7’sini aşacak. Rusya’nın bütçesinin yaklaşık %40’ının güvenlik ve savunmaya ayrılacağı öngörülüyor.

Bu verilerin de etkisiyle AB, “militarize Rusya’yı, öngörülebilir gelecekte Avrupa güvenliğine sürekli bir tehdit” olarak görüyor.

Yol haritasında, “Kendi teknolojilerini geliştirenler, özellikle insansız hava araçları, uydular ile otonom araçlar gibi modern savaşın kritik sistemleri açısından en güçlü ve en az bağımlı olanlar olacaktır” vurgusu yapılıyor.

AB, bu belgeyle, askeri kapasitesindeki eksikliklerini gidermeyi, üye devletler genelinde savunma yatırımlarını hızlandırmayı ve 2030’a kadar savunma alanında tam olarak hazır olmayı hedefliyor.

Bu çerçevede net hedefler ve kilometre taşları oluşturuldu.

Önce eksikler giderilecek

AB her şeyden önce dokuz kilit alanda eksiklerini giderme çabasına girecek.

Bu alanlar hava ve füze savunması, stratejik destek unsurları, askeri hareket kabiliyeti, topçu sistemleri, siber, yapay zeka, elektronik savaş, füze ve mühimmat, insansız hava araçları ve insansız hava araçlarına karşı savunma, kara savaşı ve deniz savaşı olarak belirlendi.

AB Komisyonu, bu eksiklerin giderilmesi için üye ülkelerin koalisyonlar oluşturarak geliştirme ve tedarik konularında ortak hareket etmesinin gerekli olduğu görüşünde.

Belgede, öncelikli dört projenin hayata geçirilmesi öneriliyor: Avrupa Drone Savunma İnisiyatifi, Doğu Kanadı Gözetimi, Avrupa Hava Kalkanı ve Avrupa Uzay Kalkanı.

Bu projelerle bir yandan NATO tarafından belirlenen yetenek hedeflerine katkıda bulunulurken diğer yandan da kara, hava, deniz, siber ve uzay alanlarında caydırıcılık ve savunma yeteneğinin güçlendirilmesi planlanıyor.

AB, savunma alanında tam hazır olarak üye devletlerin silahlı kuvvetlerinin yüksek yoğunluklu çatışmalar da dahil olmak üzere her türlü krizi öngörebilmesini, buna hazırlıklı olabilmesini ve müdahale edebilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Avrupa’nın krizlere hızlı bir şekilde müdahale edebilmesi için de 2027 yılına kadar AB çapında bir askeri hareketlilik alanı oluşturulması planlanıyor.

Ortak kuralların geçerli olacağı bu alanda asker ve teçhizatı hızlı bir şekilde nakletmek için kara, hava ve deniz yolları ağları oluşturulacak.

AB’nin açıklanan belgeyi tam anlamıyla uygulayabilmesi için basitleştirilmiş ve entegre bir Avrupa savunma ekipmanı pazarına da ihtiyacı olacak.

2030’a kadar AB çapında bir pazar oluşturulması üretimi artırmak ve inovasyonu teşvik etmek için kilit önemde görülüyor.

Belgede, “Bu sistem, drone teknolojisini hassas saldırılar için kullanarak yer hedeflerini vurma yeteneklerinin yanı sıra, algılama, izleme ve etkisiz hale getirme yeteneklerine de sahip olacaktır” deniliyor.

Sistemin üye devletler arasında tam olarak birlikte çalışabilir ve bağlantılı olmasına önem veriliyor.

Ukrayna’dan çıkarılan dersler de dikkate alınarak tasarlanması hedeflenen sistem için, “Avrupa’ya durum farkındalığı, NATO ile birlikte hareket etme ve kritik altyapıyı güvence altına alma yeteneği sağlamalıdır” vurgusu yapılıyor.

AB’nin hedefi, 2027 yılı sonuna kadar işlevsel anti-drone savunma sistemlerine sahip olmak.

Doğu Kanadı Gözetleme Sistemi, AB’nin doğu sınırındaki tüm üye ülkelerde, Rusya ve Beyaz Rusya ile olan kara ve deniz sınırları da dikkate alınarak oluşturulacak.

2028 sonuna kadar devreye sokulması planlanan sistemle çok alanlı gözetleme sistemleri, insansız hava aracı ve insansız hava aracı karşıtı yetenekler, elektronik harp yetenekleri, hassas vuruş sistemleri ve hızlı operasyonel koordinasyon ile kapsamlı bir Avrupa sınır savunma kapasitesi oluşturulması hedefleniyor.

Projeler nasıl işleyecek?

Son dönemde bazı AB ülkelerinin hava sahalarının tekrar tekrar ihlal edilmesi insansız hava araçlarına karşı esnek, çevik ve son teknolojiye sahip bir Avrupa kapasitesi oluşturulmasını aciliyet içeren konulardan biri haline getirdi.

Başlangıçta doğu sınırındaki üye ülkeler en büyük doğrudan tehditle karşı karşıya gibi görünse de AB, bu tür bir tehdidin herhangi bir üye devlete ulaşabileceğine kanaat getirdi.

Bu bağlamda Avrupa Drone Savunma Girişimi’nin 360 derecelik bir yaklaşımla tasarlanması hedefleniyor.

Hedef 2030’a kadar olası bir saldırıya karşı hazır hale gelmek.

Bu yol haritasına göre, daha çok “drone duvarı” olarak bilinen girişim, çok katmanlı, ileri teknolojiye sahip, birbiriyle uyumlu drone karşıtı yeteneklere sahip bir sistem olarak tasarlanacak.

‘NATO vazgeçilmez’ vurgusu

Avrupa Hava Kalkanı’nın 2026’nın ikinci çeyreğinde başlatılması öneriliyor.

AB Komisyonu, NATO komuta ve kontrol sistemi ve doktrini ile tam olarak uyumlu, tüm hava ve füze savunma spektrumunu kapsayan bir Avrupa Hava Kalkanı oluşturulmasından yana.

Çok katmanlı olarak tasarlanacak kalkanla tüm hava tehditlerine karşı koruma sağlanacak.

Avrupa Uzay Kalkanı ise AB uzay sistemleri ve mevcut ulusal kapasiteler temelinde, savunma amaçlı, kapsamlı bir Avrupa uzay kapasiteleri sistemi kurulması ve korunması hedefiyle hayata geçirilecek.

Başlangıç tarihi olarak 2026’nın ikinci çeyreği belirlendi.

Yol haritasının hayata geçirilmesinde ve uygulanmasında NATO’nun rolü büyük önem taşıyor.

Belgede, “Bu yol haritasının tüm alanlarında, transatlantik İttifak, AB’nin güvenliğinin vazgeçilmez bir ayağı olmaya devam ettiğinden, AB-NATO işbirliği kilit öneme sahiptir. Bu işbirliği, gereksiz tekrarlardan kaçınırken, azami tutarlılık ve karşılıklı güçlendirme sağlayacaktır” deniliyor.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir